2 beyazıt 593
Sultan Şairler: Adlî 2 Bayezid
Cem Sultan’ın bu sûretle Rodos şövalyelerine sığınması, kendisinin ve ümmetin bağrına saplanan bir hançer gibi büyük bir hatâ ve tâlihsizlik oldu. Hattâ, Roma’nın fethine zemin hazırlayacak olan Otranto Kalesi elden çıktı. Sırf bu tavır bile, Bâyezîd-i Velî’nin dirâyeti, ileri görüşlülüğü kadar, O’nun ne derece İslâm dâvâsının istikbâli endîşeleriyle dolu idealist bir şahsiyyet olduğunu göstermektedir. Sultan İkinci Beyazıt, yedi yaşında iken, Hadim Ali Paşa nezaretinde Amasya valiliğine tayin edildi. Amasya, Selçuklular devrinden beri önemli bir ilim ve kültür merkeziydi. Padişah olacak şehzadelerin yetişmesi için, bu vilayette bütün imkânlar vardı. Aynı zamanda çok hâlim-selim, dindar, hoşgörülü bir padişahtı. Babası Fatih Sultan Mehmet ilme ilgi duyduğu için, oğlu Şehzade Beyazıt’e iyi bir eğitim verdi. Ona devrin en meşhur âlimlerinden ders okutturdu, bütün İslâm ilimlerini en iyi şekilde öğrenmesini sağladı. Bursa Çarşısı içinde Sultan II. Bayezid tarafından XV. Yüzyılın sonlarına doğru yaptırılan büyük han.
Cerbe Deniz Savaşı (
Sultan Bayezid 1483 senesinde Edirne, Filibe, ve Sofya üzerinden Sırbistan’a yürüdü. Morava Nehri kıyılarından Belgrad yakınlarına kadar ilerledi. Bu çevredeki tüm kalelere bakım yaptırdı ve 1483 senesinin Kasım’ında İstanbul’a döndü. Padişahın bu seferi, Macaristan’ı telaşlandırdı. Osmanlı ile bir savaşı göze alamayan Kral Matthias, 1483 senesinin sonlarına doğru Osmanlı Devleti ile bir barış imzaladı. Burada bir ordu toplayıp hak iddia ettiği tahtı ele geçirme planları yapan Cem Sultan, bir daha hiç eskisi gibi rahat bir hayat süremedi. Avrupa’nın eline düştükten sonra, Osmanlı’yı bitirme arzusunda olan Papa VIII. Innocentius, Cem Sultan’ı kullanmak istiyordu. Cem Sultan, önce Papa’nın isteğiyle Fransa’ya götürüldü. Bu amaçla hareket eden Fransa Kralı VIII. Charles Roma üzerine yürüyerek 26 Ocak 1495’te Cem Sultan’ı Papa’dan teslim aldı. Fransız Ordusu ile beraber yola çıkan Cem Sultan 25 Şubat 1495’te vefat etti. Fâtih döneminde Macaristan ile olan savaş hali karşılıklı akınlar şeklinde Bayezid zamanında da devam etti. Taraflar arasında 1483 ve 1494’te yapılan mütarekeler, Macaristan’ın Boğdan işlerine karışması ve Türkler aleyhindeki ittifaklara katılması yüzünden barışı sağlayamamıştı.
Daha sonra da Memluk sultanından aldığı davet üzere Kahire’ye giden Cem Sultan, Kahire’de büyük ilgi gördü ve orada kaldığı süre içerisinde Mekke’ye giderek hac vazifesini ifa etti. Fakat Cem Sultan, kendisine gönderilen haberci yolda, Anadolu Beylerbeyi Sinan Paşa tarafından yakalanarak alıkonduğu için babasının ölüm haberini Bayezid’den çok sonra öğrendi. İlk Osmanlı-Memluk savaşı 1485’te patlak verdi ve 6 yıl sürdü. Savaşın görünürdeki sebebi 1485 yılında Osmanlı ülkesinden giden hacılara saldırılması ve İstanbul’a gönderilen Behmeni hediyelerine geçici olarak el konulmasıydı. 2 Mart 1482’de Behmeni tahtına babasının yerine oturan Mahmut Şah Behmeni, Sultan Bayezid’e içlerinde değerli mücevherler bulunan hediyeler göndermişti. Mısır gümrük idaresi, sonradan göndermelerine rağmen ilk önce bu hediyelere el koydu. Armağanlar İstanbul’a gönderilmek üzere yola çıktığında Osmanlı Devleti Memlüklüler’e savaş açmıştı bile.
Eyüp Sultan Neden İstanbul’a Gelmiştir?
Kaçmak zorunda kalan Şehzade ihtiyatı elden bırakmamıştı. Bulgaristan sahillerinde gemiler şehzadeyi bekliyordu. Bu olaydan sonra tekrar sancağına dönemezdi. Oğlunun yanına, Kefe’ye gelen şehzade orduyu elde etmeden taht yolunun zor olduğunu böylece anladı. Kefalonya gibi Aya Mavri adasını da işgal eden Venedik, 1502 yılının başlarında adayı ele geçirdi. Adayı korumakla görevli küçük yeniçeri müfrezesi vuruşmadan kaleyi teslim etmiş ve akabinde silahları ile birlikte İstanbul’a gelmişti. Sultan Bayezid düşmana karşı silah atmadan kaleyi teslim eden bu askerleri idam ettirdi. Birkaç ay sonra adaya gelen Kemal Reis 30 Ağustos 1502 tarihinde Venedikliler’i adadan çıkardı.
{
İkinci Sefer-i Hümayun (Boğdan seferi)[değiştir | kaynağı değiştir]
|}
Hünkâr mahfili, harîmin sağ köşesindedir. Dışardan bir merdiven ve kapı ile girilmektedir. Dışarda, buraya isabet eden pencere önüne sütunlar oturtularak balkon gibi bir kısım meydana getirilmiştir. İçerde 10 adet yuvarlak, çeşitli renk ve ebatlarda sütun üzerinde bulunmaktadır. Hünkâr mahfili avlusunda, sonraları bir havuz yapılmış, ihata duvarındaki kapı da son devirlerde form olarak değişiklik göstermiştir.
Memlük Devleti bu bölgeleri Osmanlı imparatorluğuna vermek istememekte ve bu bölgenin tek hakimi olan İslam ülkesi kendisinin olmasını istiyordu. Beyazıt döneminde de Osmanlı imparatorluğu ve Memlük devleti arasında pek çok savaş düzenlendi. Bu bölgeler Memlük devletinin elinden alındı. II. Beyazıt’ın tahta geçtikten sonra düzenlemiş olduğu ilk sefer olarak bilinir. Edirne, Filibe ve Sofya’yı aşarak Sırbistan’a Osmanlı donanması bu dönemde çıkarma yaptı. Belgrad’a kadar Osmanlı ordusu dayanmıştı. Beyazıt buraya sefer düzenleyip kenti ele geçirdikten sonra var olan bütün kaleleri de onarmayı ihmal etmedi.
Bugün Yunanistan sınırları içerisinde kalan, Osmanlı zamanında ise Edirne’ye bağlı bir kaza merkezi olan Dimetoka’daki Dimetoka Sarayı’nda dünyaya geldi. İstanbul’un Fethi’nden sonra, 7 yaşlarındayken Hadım Ali Paşa danışmanlığında Amasya valisi oldu. Burada o dönemin en ünlü âlimlerinden dersler aldı ve padişah olacak şekilde yetiştirildi. O günlerde Amasya kenti bir eğitim ve kültür merkeziydi. Devrin meşhur âlimlerinden dersler aldı, İslami ilimlerin pek çoğunu öğrendi. İslam ilmi alanında ders aldığı hocalarından birisi de Şeyh Yavsi olarak bilinen Bayrami tarikat şeyhi de olan Şeyh Yavsî olmuştur. İslami ilmin yanı sıra matematik ve felsefe tahsili de aldı. Ayrıca Şeyh Hamdullah’tan da hat dersleri aldı. Arapça ve Farsça’nın yanı sıra; Çağatay lehçesi ve Uygur alfabesini de öğrendi. Sultan II. Bayezid, 10 Mart 1492 tarihinde Belgrad’ı fethetmek için İstanbul’dan sefere çıktı, Sofya’ya kadar geldi ve burada karar değiştirip bu göreviSüleyman Paşa’ya bıraktı. Kendisi Arnavutluk üzerine gidip Güneybatıya doğru yürüyerek Manastır üzerinden Arnavut topraklarına geldi ve Tepedelen’de kaldı.
Savaşın diğer sebebi ise, her yıl Osmanlı topraklarından Hicaz’a giden hacıların, Bedevi Araplar tarafından saldırıya ve yağmaya uğramaları idi. İstanbul, Kahire’ye, Hac yollarının güvenliğini sağlaması için notalar göndermiş, fakat Memlüklüler geçim kaynağı yağma olan Bedevilere bir türlü ciddi bir şekilde engel olmamışlardı. Bayezid’in o zamanlar Avrupa’da bulunan kardeşi Cem Sultan’ın Kahire’de kalan ailesinin iadesini istemesi ve bu talebin Memlükler tarafından reddedilmesi de eklenebilir. II. Bayezid İstanbul’da tahta çıkmış olmasına rağmen Cem Sultan 4 bin askeriyle İnegöl önlerinde Bayezid’in henüz hazır olmayan Ayas Paşa idaresindeki ordusu ile savaştı. Bu savaşı kazanan Cem Sultan Bursa’da kendi adına hutbe okutmak ve para bastırmak suretiyle hükümdarlığını ilan etti. Bursa’da 18 gün saltanat süren Cem Sultan civardaki şehir ve kasabalara da hâkimiyetini kabul ettirdi ve II. Bayezid’e İmparatorluğu eşit olarak paylaşma teklifinde bulundu. Buna göre İmparatorluğun Anadolu toprakları Cem Sultan’a verilecekti. Ancak devletin ikiye bölünmesi anlamına gelen bu teklif, sadece Bayezid tarafından değil tüm devlet ileri gelenleri tarafından dehşetle karşılandı.
Çerezler , küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde, çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır. Kendisine tâbi ve kayınpederi bulunan bir beyliğin hükümdarının ezilmesini seyretmekle kalan II. Beyazıt’ın, bu olayla istikbâli karardı. Şehzade Selim’in başına devlet kuşunun konmasına sebep oldu. Şah İsmail Safevî’nin tecavüzüne karşılık, Trabzon Sancakbeyi Şehzade Selim, Azerbaycan’a kadar akın yaparak İran topraklarını çiğnedi. Safevî hanedanından bir şehzadeyi (İbrahim Mirza) esir alıp Trabzon’a getirerek öldürttü. Bütün gözler Trabzon Sancakbeyi Şehzade Selim’e çevrildi.